İstanbul denildiğinde sayılacak simgeleri arasında yer alır mutlaka Galata Kulesi.528 yılında yapılan bu kule, çevresine de adını vermiş haliyle.Gündüz kuleye çıkıp İstanbul'un eşsiz manzarasını izlemenin keyfine nasıl doyum olmuyorsa, akşam saatlerinde de o Karaköy'e inen dar uzun arnavut kaldırımlı taş sokaklarında dolaşmak, dükkan gezmek, çay içmek, sokak çalgıcılarını dinlemekte bana göre doyumsuz.
Akşam 6 sularında Galata'ya vardığımda böyle görünüyordu Galata Kulesi.Mor ışıklarıyla sanki İstanbul'un en tepesinde ''Ben burdayım'' diyordu.Mor renk bazı inanışlara göre pozitifin simgesidir ya hani, bunu düşünerek şöyle bir baktım.Herşeye, herkese, tüm kötülüklere inat biz hep pozitif kalalım diyorduk sanki Dünya'ya.Bu düşüncelerle gülümserken buldum kendimi bu fotoğrafı çekerken.Başımı kuleden aşağıya, gezen dolaşan insanlara indirdim.Genci, turisti, yerlisi...Kimi selfie çekiyordu, kimi etrafı.Bazıları şarkı söyleyen bir grubun etrafında toplanmıştı.Herkes mutluydu, en azından görünüşte.İstanbul o an çok güzeldi.Tüm gördüklerimi hiç unutmamak için gözlerimi kapatıp beynimde o anı dondurarak fotoğraflandırdım.Genelde telaşın hakim olduğu, hele ki son zamanlarda yaşadığımız acılardan sonra, İstanbul'da o güzel aşkamı hiç unutmak istemiyorum.Galata sana çok teşekkür ederim.Aklımda fotoğraflandırdığım halinde kalalım hep.
Galata Kulesi'nin ihtişamından kurtulmayı başarmış Küçük Hendek Caddesi'ne doğru yürümeye başlamıştım.Bir arkadaşımla buluşup kahve içicektik.Tercihimiz Federal Galata'dan yana oldu.İlk defa gidicektim.O yüzden kahve seçimini arkadaşıma bıraktım.Mekan çok tatlı.Sanki birinin salonu gibi.Kitaplar, genel cafe görünümü ve düzeninin dışında.Hele pencereler önüne minder koyup oturma yerleri yapma fikirlerine bayıldım.Gel otur kahveni yudumlarken kitabını oku.Dışarısı da asma masalar ve sandalyelerle yine tasarım bakımından farkını koymuş ortaya.
Kahvemi paylaşmasam olmazdı :). Bir kaç ay öncesine kadar kahve ve çay içmeyen ben, kız kardeşimin evde kahve makinesiyle kahve yapmayı öğretmesiyle bir kahve sever oldum çıktım.Artık neredeyse her gün içiyorum.Dışarda içiyorsam da mutlaka tadında ve sunum biçiminde bir ayrıcalık bekliyorum.Kahve yapmak kolay, önemli olan müşteriyi şımartmak bence.Eve misafir gidildiğinde de kahve söylenir, dışarda da.Artık marketlerde bir bardaklık toz kahveler satılıyor, sıcak suya ilave.E dışardaki kahvenin bir ayrıcalığı olsun diye bekliyor insan.Federal Galata'nın da benim kahvemi bana sunma şekli böyleydi.O kahvenin üstündeki kalple kalbimi fethettiniz.Tadı da yumuşaktı.Tam sevdiğimden.Eğer yolunuz düşerse mutlaka uğrayın.Kitabınızı da unutmayın.Gelelim Galata'da giydiğim kıyafete.Beyaz salaş gömlek, altına siyah pantolonumla, gri botlarımı kombinledim.Çantam 2000li.Üzerime de pembe arkası desenli uzun montumu attım.
Galata sokakları fotoğraf çekinmek, tarzınızı göstermek için doğru yerlerden biri.Instagramda arkanızda graffiti duvarlarıyla paylaştığınız pozla profilinizin daha şık görünmesini sağlayabilir, güzel bir gün geçirip arkadaşlarınızla sohbet edebilir, ailenizle Galata Kulesi'nden muhteşem İstanbul'u seyredebilirsiniz.Görüşmek üzere.

















